Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu (ADF-2025), “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” temasıyla Antalya Belek’teki NEST Kongre Merkezi’nde başladı. Forumun açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin krizlerin ortasında ama çözümlerin merkezinde duran bir aktör olduğunu vurguladı.
ÇOK KUTUPLU DÜZEN
Forumun açılışında konuşan Fidan, çağın sadece teknolojik ve politik değişimlere değil, diplomasinin doğasında da köklü bir dönüşüme tanıklık ettiğini belirtti. Fidan, “Diplomasi artık sadece devletler arası bir araç değil; insanlığın ortak geleceğini şekillendiren bir zihin işidir” ifadelerini kullandı.
Uluslararası sistemin güven ve meşruiyet krizleriyle sarsıldığını vurgulayan Fidan, geleneksel kurumların çözüm üretme kapasitesinin zayıfladığını söyledi. “BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki katliam karşısında sessiz kaldı. Bu sessizlik meşruiyet krizini derinleştirdi” diyen Fidan, adil ve kapsayıcı bir küresel yönetişime duyulan ihtiyacın altını çizdi.
Fidan konuşmasında Türkiye’nin dış politikadaki rolünü şu sözlerle özetledi:
“Bugün Türkiye, Gazze için sesini yükselten, Ukrayna için barış çağrısı yapan, Suriye için istikrarı ve yeniden imarı savunan, Kafkaslar, Balkanlar ve Afrika’da iş birliği inşa eden bir ülkedir. Bu duruş, sadece coğrafyamızdan değil, tarihimizden ve milletimizin vicdanından beslenmektedir.”
Fidan ayrıca, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bağımsız ve proaktif bir dış politika vizyonu izlediğini belirtti ve “Bu vizyon doğrultusunda haksızlık karşısında adaleti, eşitsizlik karşısında hakkaniyeti, zulüm karşısında ise mazlumları savunuyoruz” dedi.
DIŞ MÜDAHALE DEĞİL İŞBİRLİĞİ
Konuşmasında bölgesel barış vurgusu yapan Fidan, kalıcı çözümlerin dış müdahalelerle değil, bölge ülkelerinin kendi iradeleriyle sağlanabileceğini söyledi. Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Afrika’da barışın ve istikrarın Türkiye için temel öncelik olduğunu belirtti.
“Komşularımızı bir tehdit değil, iş birliğinin doğal ortakları olarak görüyoruz” diyen Fidan, bölgelerin rekabet alanı değil, diyalog ve dayanışma zeminine dönüşmesi gerektiğini vurguladı.